Metin Kutusu:

www.mustafabalel.com

A.B. : Sayın Balel, “Bükreş Günleri” adlı kitabınız, edebiyatımızda alışılmamış bir gezi notları derlemesinden oluşuyor. Şöyle ki; gezi notu yazan birçok yazar gibi doğal güzellikler, insan eliyle oluşturulmuş yapılar, caddeler, köprüler değil de, insanlar, sanatçılar ve kitle iletişim araçlarıyla ilişkileriniz dile getiriliyor daha çok. Bu yolu izlemekteki amacınızı öğrenebilir miyim?

M.B : Bir bakış sorunu bu. Bizde özellikle son zamanlarda örneğine sık sık rastlanıldığı gibi bir yazarın çağrılı bulunduğu ülkede eline tutuşturulan istatistik verilerin sıralandığı gezi notlarıyla karşılaştırıldığında Bükreş Günleri’nin alışılmamış gelmesi doğal. Yıllık mısır rekortesi ya da şu kadar barajdan yılda şu miktar kw / h hidroelektrik enerjisi elde ediliyor, kişi başına şu kadar çimento düşüyor… Bütün bunlar bir ülkeyi tanımamıza yeterli öğeler olsaydı, açar önümüze bir iki ansiklopediyi bir bir öğrenirdik hepsini. Oysa gezi yazılarının bu bilgilerden ayrı yanı tüm bu verilerin insanlarla olan ilişkisi, bir baka deyişle, toplumun yaşam düzeyine katkılarıdır. Bu nedenle Bükreş Günleri’nde izlediğim yol daha çok insanları anlatmak oldu. Tanığı olduğum, gözlemlediğim olayları yakın çevremdeki insanları odak alarak toplumsal çevresi içinde vermeye çalıştım. Bazı noktaların kuru kuruya bilgi olarak aktarılmaktansa doğrudan insanların yaşamlarına yansıdığı biçimde vermenin gereğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Diyelim ki, meyve kıtlığı söz konusu. Bundan doğrudan söz etmek mi daha anlamlıdır, yoksa içersinde öğretim üyesinden opera sanatçısına, yazarından çevirmenine bir dizi aydının yer aldığı koca bir topluluğun biraz önce bir manastırın bahçesindeki bir ağaçtan yoldukları eriklerin heyecan ve coşkusu içinde sözümona gezmeye gittikleri müzede tek bir eşyayı görmeyip tek bir açıklamayı duymayışlarını vurgulamak mı? Ben, işte bu ikincisini seçtim. 

A.B : Gezi edebiyatı konusundaki görüşleriniz?

M.B. : Bir sanatçının, kendi ülkesinin değişik bir yöresini ya da dünyanın bir başka ülkesinde yaşadığı süre içersinde saptadığı ilginç gözlem ve izlenimleri geniş kitlelere iletmek amacıyla kaleme aldığı yazılar olarak görüyorum ben gezi edebiyatını. Bu arada, belli bir estetik yapı ve özgün bir anlatıma dayandırmak zorunluluğunu da vurgulamak isterim. 

A.B. : Öykü, roman, gezi notu birbirini etkiler mi sizce? 

M.B. :  Çeşitli konuşmalarda da ısrarla üzerinde durduğum bir konu var. Sanat bir bütündür. Bir dalını ötekinden soyutlamak bu bütünlüğe zarar vermek demektir ki bir sanatçının buna hakkı yoktur. Nasıl bir öykü ya da romanı sırası geldiğinde sanatın öteki dallarıyla besleyerek güçlendiriyorsak, bu durum gezi yazıları için de geçerli.

A.B. : Bükreş Günleri’nde anlattıklarınız gözleme, yaşanmışa mı dayanıyor, yoksa öykücülüğünüzün yansıması mı? Okuyan bu konuda ikircikliğe düşüyor. Ne dersiniz? 

M.B. : Öykülemenin Bükreş Günleri’nde sıklıkla başvurduğum bir yöntem olduğunu yadsıyamam. Özellikle “Çekti Bizi Bu Yerlerin Suyu Toprağı”, “Bükreş Üstüne Çeşitlemeler”, “Ağzından Bal Akan Adam”, “Damdan Düştü Bir Kurbağa”, “Horozlu Şiir”, “Apa Este Murdar”, “Şişmana Düşman”, “Periler Padişahının Kızı” öykücü yanımın ağır bastığı bölümler odu. Ancak işlediğim konular teknik açıdan özlerinde öyküleme yöntemini taşıyorsa illa da öyküden uzak kalacağım diye direnmem ve doğrudan anlatıyı seçmem anlamsız olurdu. Dahası doğrudan anlatımın getirdiği zorlukla pek çok ilginç saptamayı kendime saklamak durumu doğacaktı. Bilindiği gibi gezi yazıları duyarlık gerektiren bir iş. Kullandığınız her sözcüğü tartıp düşünmek zorundasınız. Düşgücü ürünü olan roman ve öykülerinizi yazarken olduğu gibi sınırsız bir özgürlükle karşı karşıya olmuyorsunuz bu tür yazılarda. Birtakım kısıtlayıcı durumlar söz konusu. Bu arada yazarın gördüklerini ve yaşadıklarını nesnel bir yaklaşımla aktarma konusundaki vicdani sorumluluğu da girince iş bir hayli çatallaşıyor. İster istemez her şeyi açık açık söyleyemediğiniz, yoruma açık bazı noktalar bıraktığınız oluyor. Şu kadarını söylemek yeterli olur kanısındayım: Gezi yazıları kadar her cümlesi, hatta her sözcüğü neştere vurularak değerlendirilen başka hiçbir edebiyat dalı yoktur. Şu ya da bu tekniği kullanmış olmam bu bilinci etkilemedi.

A.B. : Dikkatimi çeken bir nokta da şu: Bir konuyu gelişimi, oluşumuyla canlandırıyor, sonra ansızın noktayı koyuveriyorsunuz. Bir biçem denemesi olarak bakabilir miyiz buna? 

M.B. : Doğrusu beklenmedik bir soru olmadı benim için. Bükreş Günleri daha Varlık dergisinde tefrika edilirken okurların en çok ilgisini çeken noktalardan biri de buydu. İsteyen duyarlık gerektiren bir konuda uzun sözden kaçınıp önce toplumsal ortamı ve tipleri çizip sonra uygun bir yerinde bir final cümlesiyle – ki çoğu kez asıl vurgulamak istenen noktalar bu cümlelerle özetleniyor - bağlanması, isteyen sıradan bir biçem sorunu olara görebilir. Temelinde aksaklığa yol açan bir durum yok bu konuda. Tersine Bükreş Günleri’nin geniş ilgi toplamasına yol açtı. 

A.B. : Bükreş Günleri’nde sözü geçen kişi ve kahramanların büyük bir kesimini Bükreş’teki yabancılar oluşturuyor. Ara sıra karşılaşılan Romenlerse özel olarak kimliği gizlenmek istenircesine bir giz perdesiyle örtülü. Nedenini öğrenebilir miyiz? 

M.B. : Bunun iki nedeni var. Birincisi, en çok yabancılarla içli dışlıydım. Bükreş Üniversitesi’nin düzenlediği yaz kurslarına gerek kendi parasıyla, gerekse benim gibi çağrılı olarak katılan yirmi küsur ülkeden yüzü aşkın yazar, çevirmen, öğretim üyesi çoğunlukla yalnızca kendi aralarında konuşma ve dostluk kurma olanağı buldu. Romenler nedense yabancılarla sıkı fıkı olmaktan kaçınıyor, yol gösterme, bir yer tarif etme gibi şeylerin dışında yabancılarla söyleşiye girmeye yanaşmıyorlar. Bu durumu göz önüne alarak, çok bilinen ve kimliğinin açıklanmasında sakınca görmediğim birkaç sanatçı dostum dışında Bükreş Günleri’nde geçen Romen vatandaşlarının adından söz etmedim. Kısacası öyle gerekiyordu.  

A.B. : Yeni çalışmalarınızdan söz eder misiniz? 

M.B. : Son öykü çalışmalarımı topladığım “Şu Gönül Şarkıları”nı yayıma hazırladım. Şimdilerde, “Ay Işığı Otopsileri”   adını verdiğim ve ilk ikisi (Peygamber Çiçeği ve Asmalı Pencere) daha önce yayımlanmış bulunan bir üçlemenin son kitabı “Gün Vurgunu”  adlı romanımı bitirmeye çalışıyorum.

ALAETTİN BAHÇEKAPILI’NIN

BÜKREŞ GÜNLERİ ÜZERİNE

MUSTAFA BALEL İLE

SÖYLEŞİSİ

 

BÜKREŞ GÜNLERİ

MUSTAFA BALEL

 

4 Eylül Yayınları

1985, Sivas

102 sayfa

canada goose homme parajumpers solde doudoune moncler timberland femme ugg suisse doudoune moncler femme timberland homme ugg australia parajumpers femme moncler soldes canada goose solde moncler femme canada goose pas cher moncler doudoune femme canada goose femme timberland suisse moncler homme parajumpers homme ugg pas cher in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
ugg ale canada goose suomi moncler sale canada goose takki barbour takki moncler takki timberland suomi canada goose sale parajumpers takit canada goose trillium barbour tikkitakki canada goose ale barbour jacket parajumpers long bear moncler untuvatakki parajumpers takki
adidas superstar femme adidas stan smith adidas superstar adidas stan smith femme
belstaff motorcycle jackets woolrich canada moncler vancouver barbour jacket duvetica canada uggs canada peuterey jacket woolrich parka timberlands canada parajumpers gobi timberland boots women duvetica outlet parajumpers outlet moncler canada
canada goose italiaa ugg saldi woolrich uomo woolrich parka woolrich outlet moncler uomo scarpe timberland ugg stivali stivali ugg moncler milano timberland shoes canada goose outlet timberland scarpe moncler outlet canada goose zug in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
moncler dames ugg ale uggs handschoenen moncler jas dames woolrich jas canada goose jas moncler heren parajumper jas dames barbour jackets barbour dublin timberland nederland timberland heren timberland boots moncler jas barbour wax moncler takki parajumper jas parajumpers sale in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
canada goose pas cher doudoune moncler moncler outlet veste moncler timberland shoes timberland femme moncler veste moncler veste homme canada goose outlet veste barbour timberland chaussure timberland homme parajumpers pas cher canada goose montreal doudoune canada goose femme ugg soldes
parajumpers tilbud moncler jakke moncler jakke herre nike sneakers nike sko nike sb stefan janoski max nike sb janoskicanada goose baby ugg boots canada goose danmark timberland boots parajumpers long bear canada goose trillium parka canada goose jakke parajumpers udsalg parajumpers jakke udsalg ugg hjemmesko timberland sko
Viagra with Dapoxetine kaufen Kamagra Fizzy Tabs viagra apotheke Viagra pour Femme Viagra Dapoxetine Viagra pour femme acheter du cialis Generika Testpakete Acquisto Cialis Super Active Cialis Daily Viagra kopen erectiepillen kopen Acheter Levitra cialis 20mg Comprare Propecia Acquisto Brand Viagra kamagra kaufen viagra voor vrouwen Kamagra France