www.mustafabalel.com |
TURUNCU ELENİ MUSTAFA BALEL Öyküler E Yayınları 1991, İstanbul 102 sayfa |
FERİDUN ANDAÇ |
BALEL’İN ÖYKÜCÜLÜĞÜ |
Balel, 1960 kuşağı öykücülerimizden. İlk yapıtı “Kurtboğan” 1974’te yayımlandı. Sonra diğer öykü kitapları geldi: “Kiraz Küpeler” (1977), “Gurbet Kaçtı Gözüme” (1983) ve “Turuncu Eleni” (1992). İlk kitabında ağırlıklı olarak Doğu Anadolu yöresi yaşamından kesitlere yer verdi, o yöre insanının sorunlarını, açmazlarını dile getirdi. “Kiraz Küpeler”, bu insanların kente sürüklenen serüvenini; “Gurbet Kaçtı Gözüme” değişimle yaşanan iç / dış göç olgusunun onun öykü coğrafyasındaki insanların yaşantılarındaki boyutlanan durumlarını yansıtır. Bu öyküler toplamına baktığımızda Balel; öyküde değişimin, farklılaşmanın, toplumsal yaşamda oluşanların bireyin dünyasına yansımalarını dile getirmenin öykücüsüdür diyebiliriz. Yeni kitabı “Turuncu Eleni”de yer alan 8 öyküsünde (“Gülname”, “Turuncu Eleni”, “Anacık”, “Köşküm Var Deryaya Karşı”, “Matruşka Bebekler”, “Şu Gönül Şarkıları”, “Cam Güzeli ya da Sürmelini İki Dünyası”) bu dünyalara, bu kez daha ayrımlı yöneliyor. Daha bireysel durumları, an’ları, an’ların uzanımlarını, yaşanılan durumları dile getiriyor. Evlenip Mardin’e giden “Gülname”nin ardında bıraktığı boşluk, duyulan özlem küçük kardeşince dile getirilir. “Turuncu Eleni”de trajik yaşamın gizi anlatılır. “Bir Avuç İstanbul”da, günübirlik gezi için gelinen İstanbul’da, evde kapalı kalan bir çocuğun İstanbul’u görme, tanıma düşünün yıkılışı, büyüklerin aymazlığı yüzünden, onun beklentisinin yaşattığı durum yansıtılır. “Anacık”ta, fabrikada çalışan anne ve evde yalnız kalan çocukların yaşadığı / yaşattığı trajedi; “Köşküm Var Deryaya Karşı”da güne dönük özlemlerin dile gelişi; “Matruşka Bebekler”de Salih Efendi ile Saliha Hanım’ın benzeşen / sıradanlaşan dünyası; “Şu Gönül Şarkıları”nda kaçışı alkolde bulma kolaylığını seçen bir aydının hüzünlü yaşantısını; “Cam Güzeli ya da Sürmeli’nin İki Dünyası”nda bireyselleşen kurumların yaşanan an’la içerlenen gerçekliklerini yansıtır Balel. Anlatımındaki lirizm, sözün özlüce söylemi öyküsünü öne çıkarıyor ilkten. Bir oya gibi işliyor ele aldığı temayı. Balel; son öyküler demeti ile sunduklarında, öykücülüğünü özgün bir yere getiriyor. Feridun ANDAÇ , Banksis, Eylül 1993 |