SİBEL YILDIZ’IN

MUSTAFA BALEL İLE PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

ÜSTÜNE SÖYLEŞİSİ

 

Sayın Balel, söyleşimize isterseniz önce romanınızın çıkış noktasından başlayalım. “Peygamber Çiçeği”de son derece fanatik bir Sünni ailenin ortasına bir Alevî kızını gelin diye getirip oturtuyorsunuz.

 

Bunu yapmak nereden aklınıza geldi? Bir başka deyişle sizi bu romanı yazmaya iten nedenlerden söz eder misiniz?

 

Bir zamanlar kentin hatırı sayılır bir ailesiyken çağın ekonomik gelişmelerine ayak uyduramayıp yoksul düşmüş Donsuzoğulları ailesi işleniyor romanda. Gönül bu ya, Alevi kökenli bir kızla evleniyor Dudu kadının oğlu. Çetin yaşam koşulları içinde burunlarının ucunu bile görmekten aciz çevrenin baskıları... Üstüne üstlük bu gelin ailenin adını sürdürecek bir erkek evlat bile vermemiş... Benim yaptığım bütün bunların bu baskın kadını, soluğu evin dört bir yanına sinmiş bu fanatik kayınvalideyi ne hale soktuğunu kurgulamak oldu.

Çocukluk ve gençlik yıllarım Sivas’ta geçti. Yakın çevremden, komşulardan ve gözlemlerimden hareketle Sünni kesimin Alevilere bakışını çok iyi biliyordum. Çıkış noktam bu oldu. 

 

“Peygamber Çiçeği”inde birtakım tabuların yoğun bir biçimde hüküm sürdüğü 1980 öncesi yıllarda toplumun farklı inançlara bağlı iki ayrı kesiminin birbirlerine pek de dostane olmayan bakışlarını verdiğiniz görülüyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

 

Evet, hani bir söz vardır: Gide de gelmeye!... Neydi o yıllar!... Yaşamın her karesine yansıyan o ağır havayı yeni kitabım “Karanfilli Ahmet Güzellemesi”nde “Mermi Türkülü Gelincik” adlı uzun öykümde yansıtmaya çalıştım. Şunu kabul etmek gerekiyor ki, bir işi ustalıkla yaptınız mı, bazı engellerin önünüzden birer birer kalktığını görüyorsunuz. “Peygamber Çiçeği”nde tabulara dokunabilme olanağını bana sağlayan da son derece hassas bu konuda kolay yoldan sivrilme amacıyla birtakım tuzakların çekiciliğine kapılmayıp yazdığım kitabın bir roman, bir  edebiyat ürünü olduğunu bir an olsun unutmamak oldu. Bir yapıtın kalıcılığını sağlayan da bu değil mi zaten? Bugün roman adıyla çıkan ve medyanın bombardımanıyla satış listelerinde üst sıralara oturan sözde romanların kısa bir süre sonra esamisinin okunmayacağını hepimiz biliyoruz. Küçük çıkarlar peşinde koşmak yerine yüreğinizin sesini dinlediğiniz, edebiyattan, estetikten ödün vermediğiniz sürece hangi dönemde olursa olsun işlenemeyecek konu yoktur.

 

Romanın kahramanı Nurten’i Yüksek Kaldırım’da “Çiçek Pazarı” adındaki geneleve sürükleyen nedenler nelerdir? Nurten gibilerin başka çıkış yolu yok mu?

 

Nurten gibileri Çiçek Pazarlarına sürükleyen nedenler toplumsal koşullar. Uygun bir aile ortamı içinde yetişmiş olsa ne işi var ki o garibanın genelevde! Etini satmaktan başka yapacak iş mi yok? Ama toplumsal yapı öyle bir planlanmış. Evinden kaçan, ilkokulu bile doğru dürüst okumamış, bir Anadolu kentinin bir kenar mahallesinden hatta oturduğu sokaktan başkaca bir yer görmemiş bir genç kızdan başka ne beklenir ki? Eski Yeşilçam filmlerinin bir tür çağdaş Hızırları sayılabilecek nur yüzlü ihtiyarlar yok artık. Nerede o yüreği sevgi dolu Hulusi Kentmen’ler?  Zor durumda kalan kızların yardımına koşmak ve onlara köşkünü açmak için tetikte beklemiyor kimse. Bu koşullar sürdükçe Nurten gibiler Çiçek Pazarlarının sermayesi olmaktan kolay kolay kurtulamayacaktır. Acı ama tablo böyle. İyimser olmak için de bir neden göremiyorum. Parlak bir gelecek tablosu çizebilmek için parlak renkler, cıvıl cıvıl boyalar gerekli. Oysa ne toplumsal ne de kültürel yapıda bir değişim söz konusu. Kültürel alanda sığlaşmanın yanı sıra kitle iletişim araçlarının ve tüketim canavarının özendirmesi sonucu Nurtenlerin bugün “tektük”lükten çıkıp kütlesel bir nitelik kazanmakta olmadığını söyleyebilir miyiz? Dilerim en kısa zamanda durumun vahameti fark edilir de, bir an önce bir şeyler yapılır.

 

“Peygamber Çiçeği” belki bir kurtuluş olarak kendini farklı bir mekâna atıyor. Ama olumsuzluklar açısından yaşamının pek de değişmediğini görüyoruz. Nurten’in Sivas’ın bir kenar mahallesindeki yaşamıyla Peygamber Çiçeği’nin İstanbul’daki yaşamı arasında bir koşutluk söz konusu. Sizce bunu öznenin kendi başarısızlığı olarak mı, yoksa toplumsal koşulların getirdiği bir zorunluluk olarak mı almak gerekiyor?

 

Peygamber Çiçeği gerçekte kendini Çiçek Pazarı’na bile isteye atmıyor. Yüksek Kaldırım kendi seçimiyle geldiği bir yer değil. Kendini bulduğu yer yalnızca. Yani toplumsal koşulların sürüklediği yer.

 

Şiddet önemli bir yer tutuyor romanınızda. Bununla okuyucuya iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Yoksa bunu salt bir durum tespiti olarak mı almalıyız?

 

Şiddet nerede yok ki? Günümüzde kamerayı nereye çevirecek olsak herhangi bir şekilde onunla karşılaşıyoruz. “Peygamber Çiçeği”nin yetiştiği çevre Sivas’ın bir kenar mahallesi. Bir zamanlar kent ileri gelenlerinin oturduğu, görkemli konaklardan geçilmeyen bir dış mahalleyken zaman içinde yakınındaki demiryolları fabrikası işçilerinin oturdukları bir kenar mahalleye dönüşmüş. Yoksulluk diz boyu... Cehalet, çevre baskısı dersen, yine öyle. Bunlar sevgi mi bırakıyor insanda? Aç insanın çevreye gülücükler dağıttığı nerede görülmüş?... Aylardır devam etmekte olan grev de cabası. Üstelik yaşlı kadının hayata duyduğu öfkeyi de unutmamak gerekiyor. Evet, evet... her ne kadar kökeninden, özellikle de ocağını tüttürecek bir erkek evlat vermeyişinden dolayı gelini üzerinde somutlaşsa da düpedüz hayata duyulan bir öfke bu. Hem sonra güçlü zayıfı eziyor. Hayatta da öyle değil mi?

 

“Peygamber Çiçeği” halk söyleyişlerinin özellikle ön plana çıktığı son derece canlı diyaloglar ve insanı bir anda sarıveren sıcak bir iç monologlarla dikkat çekiyor. Bunun romanın başarısında önemli bir rolü olduğuna inanıyor musunuz?

 

Peygamber Çiçeği”inde anlatılan çevreyi göz önüne getirelim: Olayın geçtiği çevre, toplumsal yapı, tipler, kahramanlar... İnsanlar toplumsal çevreleri ve kültürel yapılarıyla vardır. Onları bunlardan uzaklaştırmaya kalkıştın mı, sudan çıkmış balığa dönerler. Halktan kimseleri anlatan bir romana onların söyleyişlerinin yansıması çok doğal. Hele de anlatıcı rolünü romancı kendisi üstlenmeyip bu işi roman kahramanlarından birine yüklemişse bu zaten kaçınılmazdır. “Peygamber Çiçeği”nde işte bunu yaptım.

Yalnız bunu yapmakla yerel dil kullandığım sanılmasın. Deyimlerin ve halk deyişlerinin kullanımıyla yerel dil kullanımı karıştırılıyor bazen. Benim yaptığım yüzlerce yıldır halkın dilinde süzülüp gelmiş, birkaç sözcükle sayfalar dolusu yazıyı aktarmaya yetecek o güzelim deyimlerimizden yararlanmak oldu. Dilde herhangi bir bozulmaya başvurmadan yerelliği bu deyim ve deyişlerle sağladım..

 

 

           Peygamber Çiçeği / Roman / Mustafa Balel / Dünya Kitapları / 278 s.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

Mustafa BALEL

Roman

 

DÜNYA YAYINLARI

2005 İstanbul

2.Basım

Peygamber Çiçeği’nin

1981’de

YAZKO yayınları

arasında yayımlanan birinci baskısının

İsa ÇELİK tarafından

tasarlanan kapağı

BASINDA

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

ÜZERİNE YAZAR İLE

YAPILAN KONUŞMALAR

canada goose homme parajumpers solde doudoune moncler timberland femme ugg suisse doudoune moncler femme timberland homme ugg australia parajumpers femme moncler soldes canada goose solde moncler femme canada goose pas cher moncler doudoune femme canada goose femme timberland suisse moncler homme parajumpers homme ugg pas cher in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
ugg ale canada goose suomi moncler sale canada goose takki barbour takki moncler takki timberland suomi canada goose sale parajumpers takit canada goose trillium barbour tikkitakki canada goose ale barbour jacket parajumpers long bear moncler untuvatakki parajumpers takki
adidas superstar femme adidas stan smith adidas superstar adidas stan smith femme
belstaff motorcycle jackets woolrich canada moncler vancouver barbour jacket duvetica canada uggs canada peuterey jacket woolrich parka timberlands canada parajumpers gobi timberland boots women duvetica outlet parajumpers outlet moncler canada
canada goose italiaa ugg saldi woolrich uomo woolrich parka woolrich outlet moncler uomo scarpe timberland ugg stivali stivali ugg moncler milano timberland shoes canada goose outlet timberland scarpe moncler outlet canada goose zug in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
moncler dames ugg ale uggs handschoenen moncler jas dames woolrich jas canada goose jas moncler heren parajumper jas dames barbour jackets barbour dublin timberland nederland timberland heren timberland boots moncler jas barbour wax moncler takki parajumper jas parajumpers sale in nederland hvor kjøpe generisk cialis på nett i Norge
canada goose pas cher doudoune moncler moncler outlet veste moncler timberland shoes timberland femme moncler veste moncler veste homme canada goose outlet veste barbour timberland chaussure timberland homme parajumpers pas cher canada goose montreal doudoune canada goose femme ugg soldes
parajumpers tilbud moncler jakke moncler jakke herre nike sneakers nike sko nike sb stefan janoski max nike sb janoskicanada goose baby ugg boots canada goose danmark timberland boots parajumpers long bear canada goose trillium parka canada goose jakke parajumpers udsalg parajumpers jakke udsalg ugg hjemmesko timberland sko
Viagra with Dapoxetine kaufen Kamagra Fizzy Tabs viagra apotheke Viagra pour Femme Viagra Dapoxetine Viagra pour femme acheter du cialis Generika Testpakete Acquisto Cialis Super Active Cialis Daily Viagra kopen erectiepillen kopen Acheter Levitra cialis 20mg Comprare Propecia Acquisto Brand Viagra kamagra kaufen viagra voor vrouwen Kamagra France
cialis en om dagen cialis online danmark kamagra bivirkninger viagra virkning viagra priser apotek levitra virkning cialis bijwerkingen kamagra bijsluiter levitra bijwerkingen viagra werking viagra kopen apotheek kamagra bestellen kamagra kopen levitra prijs levitra kopen cialis 20 mg cialis 20 viagra kopen viagra pil
viagra generika viagra kaufen cialis generika cialis online levitra kaufen levitra generika kamagra jelly kamagra shop levitra dosierung viagra online kaufen kamagra 100 kamagra 100mg levitra 20 mg levitra preis cialis 20 mg cialis kaufen viagra generika viagra kaufen